Son Dakika
Yazının başlığından da anladığıniz üzere bu bir övgü yazısıdır. Neye mi övgü? Çabaya övgü .
Özveriye övgü. Emeğe övgü. Dün, bugün ve yarın Amasya’yı bir güneş gibi ışıl ışıl yapanlara övgü.
Kimden mi bu övgü?
Sokaktaki Vatandaştan.
Senden,benden, bizden,herkesten.
Niye mi yazıyorum ?
“Yavrum,sesimizi duyur” dediler.
Elbette,elbette.
Beni yolda, çarşıda veya herhangi bir kafede görenler bilir.Alışkınlığım sebebiyle,elimde kitap ve gazete ile gezerim. Okuma rutinim bozulsun istemem.Bir iki gün oluyor. Elimde yine gazetem,kitaplarım Tokat’a giden otobüslerden birine bindim. Kısa saçlı, mavi gözlü tatlı mı tatlı bir teyzenin yanına oturdum. Beni görünce gülümsedi.Halinden konuşmak istediğini anladım.Ben de gülümsedim.Birbirimizin nereye gittiğini, ne iş yaptığını filan sorduk.Klasik bir otobüs sohbeti diye düşünürken, teyze zamlardan mevzu açıp, yerel yönetimin gidişatına kadar başladı anlatmaya. Daha doğrusu övmeye.Muhalefet partli olarak,
politikasi ve fikirleri örtüşmediği halde, yapılan hizmetlere kayıtsız kalmaması takdir etmesi dikkatimi çekti. Ayrıca siyaset ve aktüalite bilgisine hayran kaldım. Meğer bu teyze muhalefet partisinde, uzunca yıllar kadın kolları başkanlığında görev almış.Yolculuk boyunca gündemle ilgili konuştuk. Ara sıra bize katılanlar oldu.Bir ara Teyzenin gözü elimdeki gazetenin ilk sayfasında yer alan ” Şehrin ihtiyacı neyse onu yapıyoruz diyen:Cafer Özdemir’in fotoğrafına taķıldı.Gazeteyi okuması için uzattım. “Kızım partiyi bilmem. Ama Allah var,bu adam çok çalışıyor. Çabalıyor.Biz ondan çok memnunuz.
” Demesin mi ? Şaşırdım.
İyi de, siz ama.. geveledim.
Teyzem anladı.
Ne demek istediğimi.
Telefon numaramı yazıp, her zaman yaptığım şeyi yaptım. Evimize davet ettim. Otobüsten,bir şeyler daha konuşamamanın verdiği buruklukla indim.
Bunu neden mi anlattım ?
Ülke genelindeki insanların siyâsetin fırtınalı psikolojisinden etkilendiklerini görebiliyoruz.
Politikanın rekabete değil de kavgaya, dönüşmesiyle telgraf teli gibi gerilen insanları da görmek mümkün.Ayrışmalar,bölünmeler sucusunlar, bucusunlar.
Halkı yıpratmaktan öteye gitmedi, gitmiyor.
Ferah ve güvenli bir siyasi ortam yaratmak bu kadar zor olmasa gerek.
Farklı renklere kucak açan,farklı ideolojik çevrelerin de sempatisini kazanan; bütünleştirici gücünü kendi öz’ünden alan; fikriyatının temelinde demokrasi/ gerçek demokrasi barındıran bürokratlara, yerel yönetimin başındaki isimlere güvenebiliyor halk. Onları destekliyor. Dün o otobüste olduğu gibi.
Ülkesine , Şehrine, Halkına emek vereni, hizmet edeni görüyor insanlar. Yalnızca Partiye değil, hizmete “oy” diyebiliyorlar.
Bize de şunu demek düşer: Partisinin rozetini kalbinin derinliklere saklayıp;halkın rozetini yakasına takanlar var olsun..
Çok yaşasın.
Yeni Yorumlar Kapalı.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
11 Şubat 2019 Köşe Yazıları
11 Şubat 2019 Köşe Yazıları
15 Ocak 2019 Köşe Yazıları
13 Ocak 2019 Köşe Yazıları, Kültür Sanat